Elhamdülillah
Ve'ssalâtu vesselamu alâ rasulillah
Ve alâ âlihi ve sahbihî ve sellim
Mekandan ve zamandan münezzeh olan,yarattıklarına çizdiği mukadderat ile her an tebeddül ettiren rabbimize hamd,güzel rasulu hazret-i fahr-i âlem efendimize (sav) salatu selam olsun...
Herşey akar demişti üstadımız...
"İnsan tarih su yıldız ve fikir"
Fikrimiz akıyor tekamül üzre
Tarihi akıtıyor mevlâyı müteâl
Su da yokuşlardan basamak basamak aktıkça,insan da akmaya başlıyor mekandan mekana. Mekanımız tebeddül ettiğinden beridir müşahede etmekteyiz insanı, tarihi, mekanı...
Değişmeyen hakikatler karşısında değişen fıtratıyla insan ve onun değişen ve Değişmeyen tarafları...
Değişen taraflarını hayra çevirmeyi beceremeyen insan,şerre çevirmek te pek mahir nedense...
İnsanımızın takriben son 200 yıllık macerası da pek değişmemişe benziyor. Sadece maceramız olsa iyi mecramız da değişmemiş.Mekanı değiştirmişiz fakat makamı değiştirememişiz...
Anavatanda ne kadar hastalığımız mevcut ise,gurbet diyarında da o kadar dertli ve marazlıyız...
Son imtihanımız gazze hususunda hele Muhammed ümmeti çoktan imha olmuş ta haberimiz yok imiş...
Meğer biz Türkiye'deki bir kesim gafilin gafletine yüz kızartırken,bu durum cihan çapında sirayet etmiş müslümanlara da haberimiz yokmuş...
Yaklaşık 2 aydır burda olmama rağmen elimden geleni bu mevzuda yapmaya çalışan ve kahrolası elimizden gelenin sadece bir yürüyüş ve protesto etmek olduğu hakikatini içten içe kabullenirken,milletimize mensubiyet bağı ile bağlanmış nicelerinin bu elinden gelenin hiç aklına bile gelmemesini burada görmek ve onbinlerce ecnebinin içinde "birkaç tane Türk" olarak kalmanın verdiği nefret edilesi duygunun inanın tarifi imkansız...
Ecnebilerin müslimleri savunduğu,müslimlerin ise zalimlerin işini kolaylaştırıcı halde hareket etmelerini de gördük bu yalan dünyada...
Geldi ölümlü yalan,Gitti ölümsüz gerçek SİZ! HAYAT SÜREN LEŞLER! SİZİ KİM DİRİLTECEK?