Zengin ailelerin eğlence aracıdır. İzleyenler ise eğlenceye daha çok zevk ve para katan kölelerdir. Her atılan gol sonrası yapılan hareketlerde pagan ritüellerindendir. Bahsettiğim konu özellikle erkek çocukların en sevdiği oyun olan futbol…
İspanya’yı 36 yıl boyunca diktatörlükle yönetmiş General Franko’ya bunu nasıl başardığı sorulunca, 3 F formülüyle yani, Fadu müzik, Fiesta eğlence ve Futbol diye cevap vermiştir. Portekiz lideri Salazar’da, ‘’Ben bu milleti dev beşiklerde sallayarak uyuttum’’ der. Dev beşik dediği stadyumlardır. Yani kalenin arkasında neler var neler..?
Her neyse bu derin korner atışından sonra kullanacağımız serbest atışa geçelim. Erzurumspor kulübünde 10 futbolcunun sözleşmesi bu ay sonunda bitiyor. Anlaşma yenilenmesi için büyük paralar gerekiyor. Kim kalır, kim ne kadar ister bilemem ama takımın ayakta kalabilmesi için oyuncuya hem de iyi oyunculara ihtiyaç var… Futbolcu ihracatı yapan Altınordu futbol akademisi yerel yıldızları seçmek için Erzurum’da futbol şenliği düzenledi. Erzurum, Ağrı, Batman, Artvin, Elazığ, Erzincan ve Van illerinden yüzlerce çocuk yeteneklerini sergilemek için Erzurum yüksek irtifa kamp merkezinde top sektirdiler.
Bundan 15-20 yıl öncesine kadar şehrin dört bir tarafında, mahalle aralarında, tozun buzun içinde mahalle maçları yapılır, kıyasıya mücadele edilir, oynayan da izleyen de keyif alırdı. Şimdi bu tür organizasyonlar halı sahalara hapsedildi. Ancak şehirlerin kulübüne pas verecek oyuncular, hep başka şehirlerden başka ülkelerden geliyor. Ne Erzurum’dan ne de bölge illerinden yetişen oyuncular kulüplerimizde var. Varsa yoksa yabancı. Haliyle tüm kulüpler borç batağı içerisinde, topunu şişirme derdinde.
Oysa ki, her futbol kulübü, İzmir’in Altınordu futbol akademisi gibi yerel imkanları kullansa, ne yetenekler çıkacak. Akademinin teknik adamlarından Turgay Heptazeler diyor ki; “Biz skora bakmıyoruz. Futbol Akademisi olarak 200 futbol okulumuz, Torbalı ve Kuşadası tesislerimizde yaşları 5 ile 13 arasında değişen 20 bin çocuğa futbol hizmeti veriyoruz. Ayrıca akademik tesislerimizde eğitim almalarını da sağlıyoruz”. Yani hoca diyor ki, ‘Bizim çocuklara bakıyoruz’. Helal olsun Altınordu.
Her şehirde bu tür yerel akademiler kurulsa, ne şutlar çekilecek, ne basketler atılacak, ne sayılar yapılacak. Madem, ‘Kalkınma yerelden başlar’ o halde neden bu milletin çocuklarına yatırım yapmaz, yeteneklerini cümle aleme pazarlamayız? İlla Afrikalı, Brezilyalı, İngiltereli, Fransalı mı olacak ki top oynayabilelim? Bugün kendi insanı dışındakilere güvenenlerin (İran gibi) iş yapanların hali ortada değil mi?
Futbol izlerken lütfen dikkat edin..! Yabancı oyuncu parayla topa vurur, yerli oyuncu yüreğiyle.