Bir Rus Ermenisi olan tüccar Mıgırdiç Sanasaryan, Avrupai eğitimi, Ermenilere öğretmek ve görev yapacak kişileri yetiştirmek üzere bir okul açmak istiyordu. Erzurum’da görkemli bir bina yaptırdı. İşte o bina, cumhuriyetin temellerinin atıldığı, Erzurum kongresinin toplandığı, Erzurum Kongre binasıydı.
Sanasaryan Kolejinin mezunları, Erzurum ve çevresindeki Ermeni okullarında öğretmenlik yaptı. Okulun masrafları için tüm servetini, Erzurum'da Ermeni piskoposunun başkanlığında bir cemiyete miras bıraktı. Okul, Ermeni olayları üzerine, Sivas’a taşındı. 1915’te de kapatıldı. Erzurum'daki okul binasına ve mallarına el konuldu.
Aradan yıllar geçti, dereden çok sular aktı. 2012 yılında Sanasaryan Vakfı, Erzurum Kongre Binası başta olmak üzere il sınırları içerisinde bulunan 11 tarla, Ilıca Ağveren köyünde bir çiftlik ve 1 adet bahçeyi almak için dava açtılar. Fakat daha sonra 2014’te ne olduysa birden o dönemki patrik, bu davayı geri aldı. Şimdi yeni bir tehlike ortaya çıktı.
O tehlike, geçtiğimiz hafta Erzurum Pusula gazetesinden ‘Nesrin Demir’ imzasıyla yayımlanan haberde, ‘Ermenilerin Erzurum’a yönelik talepleri’ adlı bir panelde gün yüzüne çıktı. Uzman isimler, ‘’Davadan feragat edilirse, tekrar dava açılamaz. Ama geri alınmışsa tekrar dava açılabilir. Bu dava geri alınmış. Her an bu taşınmazlarla ilgili yeniden dava açılabilir” ifadeleri kullanıldı.
Hani Erzurum’un kurtuluş günlerinde, Erzurumluların, ‘Ruslar ve Ermeniler soğuktan kaçtı’ diyerek terk ettikleri, doğunun soğuk şehri Erzurum var ya, işte o Erzurum halen daha başkalarının hayallerini süslüyor. Bizlerin ‘Sahapsız memleket’ ya da ‘Kaçan kurtulur’ deyip boşalttığı Erzurum, Ermeni tohumlarının, sürekli planları ve hayalleri arasında yer alıyor. Yani Ermeniler, çöp kutusunu sürekli karıştırıyorlar.
Hedef, sadece 23 Temmuzlarda hatırladığımız, Mıgırdiç Sanasaryan’ın yaptırdığı Kongre binası ve diğer taşınmazlar..!
Desene adamların malına resmen çökmüşüz. Ama bu zaman aşımına uğramıştır.
Yeni yasayla birlikte 6 ay içinde ilgili makamlara başvuru yapan azınlık vakıfları sahip oldukları mülkleri tapularına geçirebilecekler. Ancak yeni yasa, 1936 beyannamesi dayanak alınarak el konulan mülklere ilişkin herhangi bir düzenlemeyi getirmediği için azınlık vakıfları temsilcileri bu mülklerini alabilmek için yargı yoluna başvurmaya hazırlanıyor.”
İşiz gücüz milletin malına çökmek.verin adamların binalarıni arsalarını